Mehmet Coşkundeniz yaşanmış gerçek bir hikâyeden yola çıkarak yazdığı ilk romanında kadınların ‘karanlık taraf’ına yolculuğa çıkıyor. Coşkundeniz, kitabında şu satırlara yer veriyor; “Aşk dediğin yalansız olmalıydı… Gün gibi açık, dürüst ve onurlu yaşanmalıydı. Bunu bana sen öğretmiştin. ,‘Kalbinde benim kadar sevdiğin biri olursa, o kalp artık bana ait değildir’ demiştin… Ben senden fazla hiç kimseyi sevmedim. Bütün kâinat şahidim olsun ki, sensiz doğacak bir güneşi bile kabullenmedim. Seni sevip sana âşık olmayacaksam eğer, dünyaya yeniden gelmeyi de istemem… Peki ya senin kalbin hâlâ bana ait mi sevgilim? Benim kadar sevdiğin başka biri var mı aramızda?” Şüphe bir kez içine girdi mi insanın, temizlenene kadar korkunç bir mücadele başlar. Hele şüphelenen bir kadınsa bu mücadele bir süre sonra savaşa dönüşür. Ve kadınların kendi içinde verdikleri çetin duygu savaşında her zaman ‘karanlık taraf’ kazanır.” “Aşk dediğin yalansız olmalıydı… Gün gibi açık, dürüst ve onurlu yaşanmalıydı. Bunu bana sen öğretmiştin. ‘Kalbinde benim kadar sevdiğin biri olursa, o kalp artık bana ait değildir’ demiştin… Ben senden fazla hiç kimseyi sevmedim. Bütün kâinat şahidim olsun ki, sensiz doğacak bir güneşi bile kabullenmedim. Seni sevip sana âşık olmayacaksam eğer, dünyaya yeniden gelmeyi de istemem… Simli bembeyaz örtüler, gül kabartmalı kumaş peçeteler, pirinç şamdanların üzerinde yaldızlı beyaz mumlar ve sedef incilerle bezeli bu sofranın, romantik bir gece için özenle ihtimamla hazırlandığı belliydi. Yemekler kusursuz, servis incelikli, ağır bir sis gibi odayı dolduran müzikse gayet yumuşak ve hafifti… Peki ya senin kalbin hâlâ bana ait mi sevgilim? Benim kadar sevdiğin başka biri var mı aramızda?” Şüphe bir kez içine girdi mi insanın, temizlenene kadar korkunç bir mücadele başlar. Hele şüphelenen bir kadınsa bu mücadele bir süre sonra savaşa dönüşür. Ve kadınların kendi içinde verdikleri çetin duygu savaşında her zaman ‘karanlık taraf’ kazanır. Mehmet Coşkundeniz yaşanmış gerçek bir hikâyeden yola çıkarak yazdığı ilk romanında kadınların ‘karanlık taraf’ına yolculuğa çıkıyor. Yerde yüzükoyun yatan genç adam; yanına devrilmiş kadife sandalyenin ayakları dibinde hareketsiz halde, boylu boyunca uzanıyordu.
İnceleme bulunamadı!
Bu ürün için yorum bulunamadı. İlk yorumu siz yapın!