Bu kitabı okumaya başladığınızda, Bruno adında dokuz yaşındaki bir çocukla bir yolculuğa çıkacaksınız (ama bu kitap dokuz yaşındakiler için değil). Ve er geç Bruno ile birlikte bir tel örgüye varacaksınız. Böyle tel örgüler dünyanın dört bir yanında var. Umarız asla rastlamak zorunda kalmazsınız. GİRİŞ Bruno, bir akşam üstü okuldan eve döndüğünde, başı hep öne eğik, gözlerini yerden kaldırmayan hizmetçileri Maria’yı odasında, dolabındaki bütün eşyaları, dört büyük sandığa doldururken bulmuş, çok şaşırmıştı. Hatta arkaya gizlediği özel eşyalarını bile alıyordu ki onlar kimseyi ilgilendirmezdi. “Ne yapıyorsun?” diye sordu, olabildiğince nazik olmaya çalışarak. Birinin, eşyalarını karıştırdığını görmekten mutlu olmasa da anne, Maria’ya saygılı davranması ve babanın Maria’yla konuştuğu tarzda konuşmaması gerektiğini öğretmişti ona. “Ellerini eşyalarımdan çek!” Maria başını salladı ve arkasındaki merdivenleri işaret etti. Annesi orada belirmişti. Uzun boylu; uzun, kızıl saçlı bir kadındı, saçlarını başının arkasında bir tür file içinde toplamıştı. Söylemek veya inanmak zorunda kalmak istemediği bir şey varmış gibi, sinirli bir şekilde ellerini ovuşturuyordu. “Anne,” dedi Bruno, ona doğru ilerleyerek, “neler oluyor? Neden Maria eşyalarımı kurcalıyor?” “Onları topluyor,” diye açıkladı anne. “Topluyor mu?” diye sorarken bir yandan da son günlerdeki olayları aklından geçiriyordu: Özellikle yaramazlık yapıp yapmadığını veya söylemesi yasaklanan sözcükleri yüksek sesle kullanıp kullanmadığını… Bu yüzden mi gönderilmek isteniyordu? Ama aklına bir şey gelmedi. Son günlerde özellikle herkese karşı çok düzgün davranmıştı. Herhangi bir sorun yarattığını hatırlamıyordu. “Neden?” diye sordu. “Ben ne yaptım ki?”
İncələmə tapılmadı!
Bu məhsul üçün şərh tapılmadı. İlk şərhi yazın!