MELANKOLİ (GÖLGE SERİSİ 2) – TUBA ARIK

0
(0)
20 1374
Ödənişsiz
-

Kazanmak için kaybetmek gerekir, Yaşamak içinse ölmek! Fegel’in planları vardı; hayalleri, seçimleri… Dünyada mümkün olacağına inanmadığı bir hayatın içine sürüklendi. Bulduğunu sandı ama kaybetti, kazandığını sandı ama yenildi. Hiçbiri bilemezdi. Oyunun amacı; binlerce yıl arayla dünyaya gelmiş bu kişileri, bir amaç uğruna bir araya getirmekti. “Kanatsız açtım kanatlarımı. Dünyanın seyrine insan olarak daldım. Kimsenin sahip olamayacağı bir şeye sahip oldum. Mucizeye tanık oldum. Yaşadım, öldüm, tekrar doğdum. Sevdim, yandım; sevdim, yeniden yandım. Ateşimle ateşler yaktım, acımla acılar kattım kalplere, ölümümle ölümü tattırdım. Ve küçücük kalbimle bir adamın aşkına sığındım. Bir yürekten çıktım, diğer yüreğe taşındım.” “Geceleyin gözün ışığı söndüğünde, insan bir kandil yakar kendine; yaşarken ölüye dokunur uykusunda; uyanıkken uyuyana.” Herakleitos Boyası dökülmüş, köşedeki derin çatlakla onun üzerine inşa edilmiş örümcek yuvasına büyük bir dikkatle bakarken aklımdan geçen tek şey Samsa’nın hikâyesi olmuştu nedense.Ama tam da burada, bu köhne tavanı izlerken kim olduğumu,en önemlisi nerede bulunduğumu çözmeye çalışırken hatıralar bir arı oğulu gibi zihnime çullandı. İşte o an bildiklerimi ters yüz eden bir gölgeyle karşı karşıya geldim. Üzerime doğru eğilmiş bu gölge, bir zamanlar kaybettiğim anneme o denli benziyordu ki, neredeyse onu gerçekten annem sanabilirdim. Saniyenin onda biri kadar geçen sürenin akabinde o tanıdık gölgeye bir yenisi daha eklendi. Babamdı, evet, ta kendisi.

İncələmə tapılmadı!

Bu məhsul üçün şərh tapılmadı. İlk şərhi yazın!