ÖLÜM BİZİ AYIRANA DEK BARBARA J. ZİTWER

0
(0)
20 1098
Ödənişsiz
-

Joey, iş için Amerika’dan İngiltere’ye gelir. Son dönemlerde kötü gitmiş özel hayatı yüzünden, evinden uzakta olacağından bu dönemi, kafasını toplamak için de kullanmaya karar verir. Kaldığı ev yanındaki komşusu Ian ve kızı Lily ile komşuluk ilişkisi başlar. Komşuluk ilişkisi gün geçtikçe güçlenmiştir. Ian, Joey’in hayatında gördüğü en farklı ve durgun ve sessiz telaşı olmayan bir erkektir. Ve bu durgunluğu, geçmişte yaşadıklarından ileri gelmektedir. Joey spor yapmak için koşuya çıktığında yakında bir göl olduğunu tespit eder. Kışları buz tutan gölde beş kadının yüzmek için buluşuyorlardır… Joey’i de aralarına davet ederler. Onlarla birlikte gölün soğuk sularında yüzmeye başlayan Joey, bu kadınlardan hayatla ilgili her gün yeni bir şey öğrenir. Ağızlarından çıkan her cümleden bilgelik akan bu kadınlar, Joey’i, hem kendini hem de Ian’ı anlayabileceği bir yola sokarlar. Ancak hayatta geri dönüşü olmayan bazı yollar vardır. Anlamak gibi… İnsan bir kez anladığında, bir daha hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır.

Özet

“Tam burada durduk,” dedi Sarah. “Henry bana Kont’un hikâyesini anlattı ve ben de ona ‘sen de benim için aynı şeyi yapar miydin Hens?’ diye sordum. ’ “Bunu yapmış olamazsın!” dedi Joey küçümseyen bir tavırla. “Bir erkeğe asla böyle sorular sormamalısın. Ya yalan söyler ya da sana duymak istemediğin bir cevap verir.” “Sesini kesip beni dinler misin?” Joey yüzünü rüzgâra dönüp sırıttı. “ ’Hayır \ dedi Henry. ‘Hayır, yapmazdım-“Dedim sana!” diye böbürlendi Joey. “Çünkü senden bu kadar uzakta olmayı reddediyorum. Lütfen New York’a geri dönme. Burada kal. Ve benimle evlen.” Joey başını salladı ve sırıtmaya devam etti. “Senin kalbin gerçekten taştan yapılmış!” diye bağırdı Sarah. Joey bir kahkaha attı ve balkonun kenarına doğru yürüdü. “Hikâyeyi anlattığım çoğu insan bunun hayatlarında duydukları en romantik şey olduğunu söylüyor.” “Hikâyeni anlattığın çoğu insan, büyük soruyu patlatmadan önce ortamı yumuşatmak için onları bir kulenin tepesine çıkarmamış adamlarla evli olan taşralı kadınlar. ” Joey bir an için Sarah’nın da güldüğünü düşünse de, arkasını dönüp baktığında arkadaşının yüzünde sözlerini eğlenceli bulduğuna dair en ufak bir iz göremedi. “Sence Henry’nin yaptığı da bana yağ çekip gururumu okşamak mıydı? Bu küçük aptal kadına sevimli bir hikâye anlatıp sonra-” Sarah aniden sustu. “Hayır, bunu söylemiyorum tabii. Demek istediğim, Henry sonuçta bir avukat Sarah. Ve bir konunun nasıl savunulacağını biliyor. ” Sarah ters ters arkadaşına baktı. “Bazen seni hiç anlamıyorum Jo. Kendinin en büyük düşmanı yine sensin.” Sonra aniden dönüp içeri girdi. “Ne demek istiyorsun?”

İncələmə tapılmadı!

Bu məhsul üçün şərh tapılmadı. İlk şərhi yazın!