ADEM’LE HAVVA’NIN GÜNCESİ VE SEÇME ÖYKÜLER MARK TWAİN

0
(0)
25 1553
Free
-

Twain’in kadın erkek ilişkilerinin evrensel değişmezlerini tadına doyulmaz bir mizah duygusuyla kaleme aldığı “Âdem’le Havva’nın Güncesi” aynı zamanda gelmiş geçmiş en güzel aşk hikâyelerinden biri. Bu derleme “Âdem’le Havva’nın Güncesi”nin yanı sıra Twain’in “Calaveras İlinin En Hızlı Sıçrayan Kurbağası”, “1.000.000’luk Banknot”, “Çalınan Fil” gibi en ünlü öyküleriyle birkaç güzel kısa öyküsünü içeriyor. Twain’ın kadın erkek ilişkilerini olağanın dışında kaleme aldığı Adem ile Havva’nın Güncesi kitabı, en güzel aşk hikayelerinden birini anlatıyor. Kitap aynı zamanda Adem ile Havva’nın Güncesi’nin yanı sıra Twain’in “Calaveras İlinin En Hızlı Sıçrayan Kurbağası”, “1.000.000’luk Banknot”, “Çalınan Fil” gibi en ünlü öyküleriyle birkaç güzel kısa öyküsünü içermektedir. Adem’in Güncesi Adem ile Havva’nın bu dünyaya ilk geldikleri zamanda bir günlük tuttuğunu düşünün. Adem ve Havva birbirlerini keşfetmeye başlarlar. Adem Havva’ya olan aşkını göğsünün sol kısmında hissettiği bir yara iziyle tanımlar ve buna anlam veremez. Havva’nın sürekli konuşması ve gördüğü her nesneye bir isim takması Adem’in dikkatini çeker. “Dudukuşunu örnek alalım.Sözde insan bu yeni kuşa daha ilk bakışta, onun Dudu’dan başka olamayacağını hemen anlayabilirmiş. Dudu dedi, Dudu kaldı kuşun ismi tabii. Öfkeden bitkin düşüyorum artık, ama bana mısın demiyor. Dudu! Gerçekte, ben ne kadar dudu isem o kuş da o kadar dudu!” Adem Havva’nın sürekli etrafında olmasından ve hiç susmasından sıkılır ve kendine Havva’dan uzak bir korunak yapar. Havva ise Kurt adını verdiği bir hayvanla Adem’i bulur. Bulduğunda ise, Adem’in tanımı ile görme deliklerinden sular akar ve Adem Havva ile eski korunağına dönmeye karar verir. Adem, Havva’nın sürekli yasak ağaca tırmanmaya çalıştığından rahatsızlık duyar. Havva ise kimsenin görmediği sürece tehlikeli şeylerin yapılabileceğini söyler. Havva konuşabildiği yılanın ona bu öğüdü verdiğini, bunu yapmayı denerse çok büyük bir yükselmeyle değişeceğini söylediğini anlatıyor. Adem ise Havva’ya bunun başka bir şeye daha yol açacağını dünyaya ölümü getireceğini anlatır. Fakat Havva ölümün kötü bir şey getirmeyeceğini düşünür ve yasak meyveyi yer. Bütün hayvanlar birbirlerini parçalamaya başlarlar. Bulundukları yeri terk ederler yeni bir yer bulurlar. Tonavanda. Adem açlığa daha fazla dayanamaz ve Havva’nın getirdiği yasak meyveden o da yer. Havva kendisini yapraklara sarar ve Adem bu duruma şaşırır. Ne yapmaya çalıştığını anlamak için yaprakları üzerinden çeker. “Yüzü kıpkırmızı oldu, kıskıs gülmeye başladı. Daha önce birinin böyle kızardığını görmedim.” Adem fırlattığı yaprakları toplayarak kendisi de örtünür. Adem birkaç aylık bir av gezisindeyken Havva doğum yapar. Adem bu yeni yaratığı kendilerine benzetir fakat boyutunun küçük olmasına anlam veremez. İsmini Kabil koyarlar. İlk önce bir balık olduğunu düşünürler ve denemek için denize bile atarlar fakat dibe batar. Adem, Havva’nın bu yeni yaratıklar neden bu kadar fazla ilgilendiğini anlayamaz. Üç ay sonra yürüyemeyen yaratığın ayaklanması Adem’i daha çok şaşırtır. Gelişimini izlerken onu çeşitli hayvanlara benzetse de eşini bulamaz. Adem bir süre sonra üç aylık bir ava daha daha çıkar ve döndüğünde anlam veremediği bu küçük yaratığın eşini Havva’nın bulduğunu görür. Bunun da adını Habil koyarlar. Adem artık Havva olmadan kendisini yalnız hisseder. Havva ise Ademden çok daha farklı düşünür, doğaya çok daha fazla ilgi duyar. Adem’i ise bir sürüngene benzetir. Adem’in ondan kaçtığını anlar ev sürekli onun ardında gitmeye devam eder. Havva Pazar gününü dinlenme günü ilan eder. Adem’in sürekli yatmasından dinlenmesinden rahatsızlık duyar. Havva dinlenme gününün sadece Pazar olduğunu düşünür. Havva’ya göre Adem incelikten ve beğeniden anlamayan bir yaratık. Kaba işler için yaratılmış bir varlık olduğunu düşünür. Fakat tüm bunlara rağmen onu sevmektedir. Onu sevmesinin sebebini sadece erkek olmasına ve sadece erkek olmasına yorumlar. “İkimizden birinin önce gitmesi gerekirse, dilerim ben olayım ilk giden. Bu dünyadan birlikte göçmemiz benim en büyük yakarım, en büyük özlemimdir. Bu özlem yeryüzünden hiç silinmeyecek, zamanın tükendiği noktaya dek her seven kadının yüreğinde sürüp gidecektir.

No reviews found!

No comments found for this product. Be the first to comment!