CANAVARLAR DENİZİ (PERCY JACKSON VE OLİMPOSLULAR 2) – RİCK RİORDAN

0
(0)
85 3892
Free
-

Bir gün birisi çıkıp size Antik Yunan tanrılarının hâlâ hayatta olduklarını söylese ne yapardınız? Ya ailenizden birinin bu tanrılardan biri olduğunu öğrenseniz? Olağanüstü güçlere sahip olduğunuzun farkına varsanız? Bir de peşinize mitolojik efsanelerdeki canavarlar düşse? Ne yapardınız? Percy’nin yaptığını… New York Times listelerinde birinci sıraya oturup satış rekorları kıran ve ödüle doymayan Percy Jackson ve Olimposlular dizisi üçüncü kitapla devam ediyor! EN İYİ DOSTUM GELİNLİK ALIŞVERİŞİNDE Kâbusum şöyle başladı: Küçük bir sahil kasabasında, ıssız bir sokağın ortasındaydım. Gece yarısıydı.Bir fırtına çıkmıştı. Rüzgâr ve yağmur kaldırımdaki palmiye ağaçlarını köklerinden söküyordu. Sokak boyunca pencerelerine tahta çakılmış pembe ve sarı sıvalı binalar sıra sıra dizilmişti. Bir sokak ötede, suyun kenarına dizilmiş amber çiçeği çalılarının ardındaki okyanus köpürmekteydi. “Florida burası,” diye geçti aklımdan. Gerçi bunu nasıl bildiğimi bilmiyordum. Hiç Florida’ya gitmemiştim.Sonra kaldırımda tıkırdayan toynak seslerini işittim. Döndüm ve dostum Kıvırcık’ın canını kurtarmak için kaçtığını gördüm.Evet, “toynak” dedim.Kıvırcık bir satir. Belden yukarısına bakınca bildik gençleri andırıyor: sırık gibi boylu, şeftali tüyü keçisakalı olan, yüzü ergenlik sivilceleriyle dolu bildiğimiz ergen işte.Tuhaf şekilde aksayarak yürür Kıvırcık ama onu pantolonsuz yakalamadığınız sürece (ki hiç tavsiye etmem) insandan bir farkı yok. Tabii ki bol pantolonu ve sahte ayakları, Kıvırcık’ın tüylü bir kıçı ve toynakları olduğu gerçeğini saklıyor. Hiç Florida’ya gitmemiştim.Sonra kaldırımda tıkırdayan toynak seslerini işittim. Döndüm ve dostum Kıvırcık’ın canını kurtarmak için kaçtığını gördüm.Evet, “toynak” dedim.Kıvırcık bir satir. Belden yukarısına bakınca bildik gençleri andırıyor: sırık gibi boylu, şeftali tüyü keçisakalı olan, yüzü ergenlik sivilceleriyle dolu bildiğimiz ergen işte.Tuhaf şekilde aksayarak yürür Kıvırcık ama onu pantolonsuz yakalamadığınız sürece (ki hiç tavsiye etmem) insandan bir farkı yok. Tabii ki bol pantolonu ve sahte ayakları, Kıvırcık’ın tüylü bir kıçı ve toynakları olduğu gerçeğini saklıyor. Kıvırcık altıncı sınıftan beri en yakın dostum. Benimle ve Annabeth adındaki bir kızla beraber bu dünyayı kurtarma macerasına çıkmıştı ama onu geçen Temmuzdan, yani tek başına tehlikeli bir göreve çıktığından beri görmedim ki bu göreve giden hiçbir satır geri dönmemiş.Her neyse, rüyamda Kıvırcık, hızlı gitmesi gerektiğinde yaptığı gibi insan ayakkabılarını eline almış, keçi kuyruğunu sallayarak gidiyordu. Küçük turistik eşya dükkânlarının ve sörf kiralanan dükkânların önünden takır tukur ilerliyordu. Rüzgâr öyle bir esiyordu ki palmiye ağaçlarının tepeleri neredeyse yere değiyordu.Kıvırcık arkasındaki bir şeyden dehşetle kaçıyordu. Belli ki sahilden yeni gelmişti. Tüylerinin arasına ıslak kumlar yapışmıştı. Bir yerlerden kaçmıştı. Bir şeylerden uzaklaşmaya çalışıyordu.Kemikleri titreten bir kükreme, fırtınanın gürültüsünü yardı geçti. Kıvırcık’ın arkasında, sokağın uzak köşesinde belli belirsiz karaltı gibi bir şekil göründü.Bir sokak lambasına vurup ezince lamba kıvılcımlar saçarak patladı.Kıvırcık bir an tökezledi, korkudan ağlıyordu. “Kaçmam lazım. Onları uyarmalıyım!” diye kendi kendine mırıldanıyordu.

No reviews found!

No comments found for this product. Be the first to comment!