Türkçeye ilk kez çevrilen “Evde Kalmış Kız”da, Balzac’ın roman kahramanları, çıkar çatışmalarının ortasında, ait oldukları sınıfın tipik karakterleri olarak ele alınsa da, her birinin bireysel ve ruhsal özellikleri, giyim kuşamlarından tutum ve davranışlarına kadar ayrıntılı olarak tasvir edilir. Evde Kalmış Kız’da derin mizahı ve romancı olarak bütün özellikleri izlenebilen Balzac günümüzde edebi gerçekçiliğin en büyük yazarlarından biri sayılmaktadır. Evde Kalmış Kız, Balzacın taşra yaşamını ve burada yaşayan karakterleri en iyi tasvir ettiği eserlerinden biri. Kurgu, bildik taşra ve taşralı görünümlerinden çok, her biri kendine özgü davranışlar sergileyen karakterler ve onların kendine has dünyalarıyla dikkat çekiyor. Dolayısıyla Balzacın roman kahramanları, çıkar çatışmalarının ortasında, ait oldukları sınıfın tipik karakterleri olarak ele alınsa da, her birinin bireysel ve ruhsal özellikleri, giyim kuşamlarından tutum ve davranışlarına kadar ayrıntılı bir şekilde tasvir ediliyor. Roman, Balzacın İnsanlık Komedyasında, Töre İncelemeleri kısmının Taşra Yaşamından Sahneler bölümünde yer alıyor. Honore De Balzac,18 Ağustos 1799?da Tours?da dünyaya geldi. Balzacın imparatorluk yönetiminde memur olarak çalışan ve Fransız Devriminin evladı olan babası Bernard François Balss elli bir yaşındayken, ondokuz yaşındaki bir genç kızla evlenmişti. Bu evlilik 1799 da Toursda doğacak olan Balzacın tüm yaşamı boyunca derin izler bıraktı. Zira Balzacın romanlarında kötü evlilik yapmış kadınlar, özel yaşamın dramları ve çiftlerin yozlaşması vardı. Dönemin ilerici ideallerine bel bağlamış liberal bir babanın karşısında, kuşkusuz zorla doğurmuş çocukları fazla sevmeyen ve yalnız bir yaşamın üzüntüsüyle kendi içine kapanan bir anne yer alıyor Balzac ın yaşamının ilk dönemlerinde. Aile, 1814?te Parise taşındı ve Honore de Charlemagne Lisesinin öğrencisi oldu. Babası onun noter olmasını istiyordu. Fakat Balzac babasının çizdiği hayatın dışına çıkarak, önce Hukuk okudu ve sonra da yazar olmaya karar verdi. Dönemin siyasi şartları ve moda olan Saint-Simonculuk onu da etkilemişti. Liberal bir babanın karşısında dönemin solculuğunu yaşamak Balzac ın hayatında yalnızlık ve yoksulluğa sebep oldu. Ve bu da yazarlık hayatı boyunca etkin olacak ikinci durumu doğurmuştu. İlk eseri Cromwell bir tiyatro eseriydi. O dönemde edebiyatta başarılı olmak için tiyatro eserleri yazmak, hikâye ile uğraşmak gerekiyordu. Cromwel de böyle bir şartta ortaya çıktı. Fakat eser tam bir başarısızlık örneğiydi. Bu dönem parasızlık dönemiydi Balzac için. O da takma adlarla kısa romanlar yazıyordu. Bu romanların genel karakteri de romantizme yergi içermesiydi. Bu sıralar özel hayatı da çok çalkantılı geçiyordu. İki kız kardeşi evlendi ve bunlardan Laurence, evlilikte bir cehennem hayatı yaşadıktan sonra 1825 te terk edilmiş olarak öldü. Madame Balzac, karışlaştığı ilk otuz yaşındaki kadın idiyse, Madame Berny de Balzac ın dünyasından hiç çıkmayan, olgun, çoğunlukla hayal kırıklığına uğramış (kendileri çoktan yaşadıkları halde), esas olanı öğrettikleri genç insanları seven bütün o kadınların modeliydi: Balzac ın hayatının üçüncü aşaması da bu dönemde gerçekleşti. Kendisinden oldukça yaşlı bir kadın olan Laure de Bernye aşık oldu. Bu kadın onda her şeyin yerini tutacaktı; anne, metres, onu topluma sokan ilk kişi ve yapacağı tehlikeli girişimlerdeki mali destekçisi. Madame de Mortsauf (Vadideki Zambak) veya Madame de Bargeton (Sönmüş Hayaller) İşte böyle bir zeminde özel yaşamı ile edebi kişiliği arasında gidip gelen hayatı onun ilerideki eserlerinin de ilhamı olacaktı. Zira bu dönem çok başarısız bir edebi yaşam söz konusuydu. Ve bundan sonraki hayatı da başarısızlıkların yargılanması üzerine inşa edilecek ve ileriki eserler de bu dönemin karakterleri çok usta bir üslupla anlatılacaktı. Başarısız birkaç iş denemesinden sonra Balzac, Şuanlar adlı eserini kaleme alır. Modern gazeteciliğin doğuşuna tekabül eden bu dönemde, Balzac bir hayli ünlenir. Onun hayatında hep yer edecek bir meslektir artık gazetecilik. Otuz yaşının üzerinde gerçekleşen bütün bu olaylar, bütünleşme ve onaylanma düşleri olan Balzacı kamçılar ve çok cüretkâr bir tutum içine sokar. Bu eser tarihi bir romandır. Bunun hemen akabinde evlilik müessesesini sorgulayan Evliliğin Fizyolojisi ve Özel Yaşamdan Sahneleri yayımlar. Yine bu dönemde Le Voleur da Paris Mektupları adlı politik fıkralar yazmaya başlar.
No reviews found!
No comments found for this product. Be the first to comment!