İşte sana yeryüzündeki görevinin tamamlanıp tamamlanmadığını anlaman için bir test: Eğer yaşıyorsan, tamamlanmamış demektir.
Jonathan Seagutt (Martı) yayımlandıktan sonra bana çok sorulan sorulardan biri de şuydu: “Richard, bundan sonra ne yazacaksın? Jonathan’dan sonra ne gelecek?”
O zamanlar bir şey, bir tek kelime bile yazmama gerek olmadığı, kitaplarımın bir bütün olarak onlardan söylemelerini istediğim her şeyi söyledikleri yanıtını verirdim. Bir süre aç kaldıktan, arabam haczedildikten falan sonra gece yarılarına kadar çalışmak zorunda olmamak hoş bir şeydi doğrusu.
Yine de hemen hemen her yaz çift kanatlı antika uçağımı Amerikan ortabatısının yemyeşil çayırdan denizlerine çıkarır, üç dolara yolcu alırken o eski gerilimi hissetmeye başladım yeniden -söyleyecek bir şeyler kalmıştı ve ben de bunları söylemiş değildim.
Yazmaktan hiç hoşlanmam. Orada karanlıkta bir fikre sırt çevirebildiğim takdirde, ona kapıyı açmaktan kaçınabildiğim takdirde kaleme bile uzanmam.
Ancak arada sırada ön duvar büyük bir patlamayla uçan cam, tuğla ve kıymık olarak içeri yıkılır, molozların üzerinden biri gelir ve boğazımdan yakalayarak hafif bir sesle, “Beni kelimeler halinde kâğıda dökmeden seni bırakmam,” der. Mavi Tüy’le böyle tanıştım.
No reviews found!
No comments found for this product. Be the first to comment!