KİRLİ OYUN SANDRA BROWN

Cowboys takımının gözde oyuncusu Griff Burkett, beş yıllık mahkûmiyetten sonra tahliye olur. Ama şike yaptığı için eski yaşamına veda etmek zorunda kalır. SunSouth Havayolları’nın sahibi Foster Speakman ve karısı Laura, herkesin gıptayla baktığı bir çifttir. Ne var ki, göz kamaştırıcı yaşamları günün birinde bir trafik kazasıyla sona erer. Kaza sonucu kötürüm kalan Foster Speakman’in zaten saplantılı olan yaşam tarzı daha da içinden çıkılmaz bir hal alır. Bu arada Speakman, saplantılarına bir yenisini ekler ve Griff Burkett’i ahlaksız planlarına alet eder. Foster bu arada bir konuyu gözden kaçırmıştır: Burkett ve Laura arasında ihtiraslı bir aşk filizlenmiştir. Ne var ki zalim polis dedektifi Stanley Rodarte, ters tepen planları yüzünden canından olan Speakman’in katili olarak Griff’i suçlar. Genç adam artık yalnızca kendi yaşamını değil, Laura’yı da Rodarte’tan korumak zorundadır. Genç adam hayatının maçını oynar. Bu oyunda, hakem düdüğünü çaldığında taraflardan biri ölecektir… “Hepsi bu kadar mı?” “Bu kadar!” Griff Burkett kalın bez çantasını arabanın arka koltuğuna fırlattıktan sonra ön koltuğa oturdu. “Yanımda fazla bir şey getirmedim. Hatıralık eşya almadığımdan emin olabilirsin.” Kendisine BIG’de geçirdiği zamanı anımsatacak bir anı istemiyordu; BIG Teksas Big Spring’deki Federal Askeri Cezaevi’nin resmi kod adıydı. Pelüş koltuğa iyice yerleşerek klimayı, yüzüne gelecek şekilde ayarladı. Sonra hâlâ hareket etmediklerini fark edince başım sürücüye doğru çevirdi. “Kemerin.” “Ha doğru.” Griff, kemeri göğsünün önüne doğru çekerek yerine tak tı. “Yasaları çiğnemek istemem.” Wyatt Turner bir avukat olarak fena sayılmazdı. Ne var ki, espri anla yışı varsa bile bunu kilit altında tuttuğu kesindi. Çünkü Griffin alaya söz leri karşısında yüzünde ufacık bir gülümseme bile belirmemişti. “Haydi Turner, neşelen biraz,” dedi Griff. “Bugün özel bir gün.” “Ne yazık ki bunu anımsayan tek kişi sen değilsin.” Turner, Griff’in dikkatini engelli sürücüler için ayrılmış park yerin deki yeşil renkli çirkin bir arabaya çekti. Dikiz aynasına asılı herhangi bir engelli rozeti olmadığından, orada durması yasaktı. Griff, arabanın mode lini de, markasını da çıkaramadı; çünkü beş yıl önce bu model henüz pi yasada yoktu. Bu sade arabayı diğerlerinden farklı kılan tek şeyse direksi yonunda oturan adamdı. Griff bir küfür savurarak, “O burada ne arıyor?” diye sordu. “Bugün tahliye olacağın tüm yayın organlarında yer aldı, ama onun yanında şampanya getirdiğini hiç sanmıyorum.”