Âşık olduğu kadına bir türlü ulaşamayan bir erkeğin hikâyesi bu. Büyük bir coşkunun korkunç bir hayal kırıklığına, ardından yıkıcı bir öfkeye dönüşmesinin hikâyesi. Kahramanımız Zoïle hayatının biricik aşkı Astrolabe’a kendisini kabul ettiremeyince, çareyi ona olan aşkını ispatlayacak ve büyük ses getirecek bir eylemde bulur. Yolcularıyla birlikte bir uçağı kaçırıp havada infilak ettirmektir planı. Evet, kendisi de ölecektir ama olsun.. Bazen aşk için ölümü göze almalıdır insan! “Nothomb’un okurlarını kendi özel dünyasına götürme yöntemi eşsiz.” -Le Figaro- Havaalanlarında kontrolden geçerken herkes gibi sinirleniyorum. Şu meşhur bip sesinin çıkmadığına hiç rastlamadım. Bunun hemen ardından büyük şenliğe katılma hakkına sahip oluyorum ve erkek elleri beni baştan aşağı yokluyor. Bir gün kendimi tutamayarak onlara “Gerçekten de benim uçağı havada infilak ettirebileceğimi düşünüyor musunuz?” deme gafletinde bulundum. İşbirlikçi bir ruha sahip değilim. Ekip çalışmasına da uygun değilim, insanoğluna karşı bir düşmanlığım yok, dostluğa ve aşka pekâlâ meylim var, ancak bir eylem tek başına yapılır diye düşünüyorum. Ayağınıza dolanacak biriyle büyük işleri nasıl başarabilirsiniz? Ergenlik çağında ışıltıyla ilgili temel bir soru vardır: Işıkların altında mı olacağız, karanlıkta mı kalacağız? Seçebilmeyi isterdim. Ama yapamıyordum; tam olarak çözümleyemediğim bir şey beni gölgede kalmaya mahkûm ediyordu. Ve ben seçmiş olsaydım, gölge hoşuma gidebilirdi.
İnceleme bulunamadı!
Bu ürün için yorum bulunamadı. İlk yorumu siz yapın!