Pancarcı Çocuk,Yıllar önce bir köyde öğretmendim. Okul tek odalı bir yapıydı ve bir tek penceresi vardı. Köyün kıyısındaydı. Otuz iki öğrencim vardı. On beşi birinci sınıfta, sekizi ikide, altısı üçte, üçü de dörtte okuyarlar dı. Köye güz sonu atanmıştım. Çocuklar, bir süre öğretmensiz kaldıklarından beni görünce sevindiler. Köye geldiğimden bu yana on gün geçmişti. Kar yağdı, her yer buz kesti. Sınıfın penceresinin ve kapının aralıklarını kağıtlarla tıkamaya çalıştık. O gün, üç ve dördüncü sınıflarla yazı çalışması yapıyorduk. Kar yağışı durmuş, hava biraz yumuşamıştı. Güneş şöyle bir yüzünü göstermişti. Diğer çocuklar dışarıdaydılar. Pencereden onlara bakıyordum. Bir sokak köpeğinin etrafını çevirmişler, ona kartopu fırlatıyorlardı. Bir aralık, kapının ardından ince bir çocuk sesi duyuldu: Sıcak sıcak pancar! Yok mu tatlı pancardan isteyen? Sınıf başkanı Kazım’a seslendim: Bu da kim? Kazım rahat bir biçimde yanıtladı beni: Yabancı değil, öğretmenim. Adı Tanrıverdi’dir. Kışın pancar satıp geçinir işte… İzin verirseniz içeri buyur edelim… Şaşırmıştım. Hemen kapıyı açıp Tanrıverdi’yi içeriye çağırdım…
İnceleme bulunamadı!
Bu ürün için yorum bulunamadı. İlk yorumu siz yapın!