Çehov’un 1889 yılında yazdığı Orman Cini adlı oyunu, daha sonra amaçtan yoksun hayatların çarpıcı biçimde işlendiği Vanya Dayı ’ya dönüştü. Bir çiftlikte toplanmış ve her biri kendi mutsuzluğuna gömülmüş karakterler, atalet içinde, can sıkıntısı ve pişmanlıkla boğuşmaktadır. Kimi yaşlılıktan mustariptir; kimi angaryalarla geçip giden ömrüne, kimi de kaçırılmış fırsatlara hayıflanmaktadır. Bir şeyler ellerinden kayıp gitmiştir, ama hayatlarındaki eksikliğin tam olarak ne olduğu müphemliğini korur. Hiçbir sonuca varmayan iç gözlemler sürüp giderken, bu melankolik atmosferde bir “kahraman” yoktur. Vanya Dayı kayıp zamana, gerçekleşmeyen umutlara, boşa harcanan hayatlara ve imkânsız aşklara adanmıştır. Vanya Dayı, büyükçe bir evde yaşayan, birbirinden mutsuz bir grup insanın diyaloglarından oluşan tiyatro metni. YELENA ANDREYEVNA (Astrov’a.) – Daha çok gençsiniz, en çok… otuz altı, otuz yedi gösteriyorsunuz… dolayısıyla, sizin için ormancılık söylediğiniz kadar ilginç olamaz… Ne yana baksan ağaç… Sanırım, sizin yaşınızda bir insanın tekdüzelikten canı sıkılır… SONYA- Hayır, olağanüstü ilginç olsa gerek… Mihail Lvoviç her yıl yeni fidanlar dikiyor. Bunun için kendisine bronz bir madalya ile bir sertifika bile verdiler. Ormanlara zarar verilmemesi için elinden geleni yapıyor. Anlattıklarını dinleyecek olursanız hak verirsiniz ona. Ormanların yeryüzünü güzelleştirdiğini, insanlara güzelliği anlamayı öğrettiğini, onlara moral güç verdiğini söylüyor. Ormanlar sert iklimi yumuşatıyorlarmış. lklimin yumuşak olduğu ülkelerde doğayla savaşlarında insanlar daha az enerji harcadıkları için daha bir yumuşak huylu, nazik oluyorlarmış. Oralarda insanlar daha güzel, kıvrak, duyarlıymış. Dilleri pek nefis, davranışları zarifmiş. Bilim ve sanat daha etkin gelişiyormuş orada, felsefeleri iç karartıcı olmuyormuş, kadınlara karşı son derece saygılı, kibarmışlar… VOYNİTSKİ -Bravo, bravo!.. Bütün bunlar çok güzel, ama inandırıcı değil, öyle ki (Astrov’a.) izin ver de dostum, ben sobamı odunla yakmayı, ambarımı keresteyle yapmayı sürdüreyim … ASTROV- Ama sobanı bataklık kömürüyle yakabilir, ambarını taşla yapabilirsin. Hadi, gerektiği için ağaç kesiyorsun diyelim… peki ormana neden zarar veriyorsun? Rusya’da ormanlar balta sesiyle inliyor. Milyarlarca ağaç yok ediliyor. Hayvanların, kuşların yuvaları boşalıyor, nehirler cılızlaşıyor, kuruyor, güzelim manzaralar bir daha geri gelmernek üzere kaybolup gidiyor. Bütün bunlar tembel insanların eğilip yakacaklarını topraktan sağlayacak kadar akıllarının olmamasından. Bu güzelliği sobasında yakması, yeni baştan yaratamayacağı bir şeyi yok etmesi için insanın düşünceden, mantıktan yoksun bir barbar olması gerekmez mi?
İnceleme bulunamadı!
Bu ürün için yorum bulunamadı. İlk yorumu siz yapın!