Ana Kitapı Hakkında; Bir başkaldırı ve umut romanıdır Ana… Gördüğü şiddet ve yoksulluktan insanlığını unutmuş bir kadının, sosyalist dünya görüşünü benimsemiş genç bir işçi olan oğlunun tutuklanmasından sonra, dünyanın değiştirilebilir olduğunu keşfetmesinin hikâyesidir. Toplumcu gerçekçi edebiyatın ilk örneği ve başyapıtı sayılan Ana, Gorkiy tarafından 1906 yılında Amerika’da kaleme alınmış, aynı yıl New York’ta yayınlanmıştır. Bütün dünyada büyük yankı uyandıran roman, iki yıl gibi kısa bir süre içinde pek çok dile, hatta bu arada Türkçeye çevrilmiş, Tanin gazetesinde 1908-1909 yıllarında tefrika edilmiştir. Gorkiy romanında Rus köylülerinin ve işçilerinin ağır yaşam koşullarını öfkeyle ve ustalıkla betimlemekle kalmaz; burjuva-aristokrat sistemin karşısında en eylemli ve en ilerici güç haline gelmekte olan sosyalist hareketin ilk filizlerini de gösterir. Romanın başkişisi Pelageye Vlasova, gerçek bir Rus devrimcisinin yaşamından esinlenerek çizilmiştir. Yüzyıllık bir başyapıt olan bu ünlü roman, şimdi Mazlum Beyhan’ın özenli ve eksiksiz çevirisiyle okurlara sunuluyor. Ana Kısa Özeti; Nilovna, Rusya’nın bir kasabasında yaşayan alkolik ve huysuz bir işçinin karısıdır. Kocası sürekli içki içmekte ve onu dövmektedir. Nilovna ise bu durumu kaderi olarak görmekte ve halinden şikayet etmemektedir.Kasabadaki diğer evlerde de durum çok farklı olmadığından kimse Nilovna’nın acılarına aldırmamaktadır. Kasabadaki herkes nedensiz bir kinle bir birlerine soğuk durmaktadır. Kocasının ölümüyle Nilovna, oğlu Pavel’in yanına gider. Oğlu Pavel içki içmekten hoşlanmayan, kendini sosyalizme adamış , boş zamanlarında bol bol kitap okuyan, arkadaşları ile bazı toplantılara katılan devrimci bir gençtir. Ana, endişeli ve meraklı bir halde oğlu ve arkadaşlarını zlemektedir. Onu en çok endişelendiren oğlu ve arkadaşlarının Hıristiyanlık hakkındaki düşünceleri ile oğlunun yakalanma ihtimalidir. Nitekim, önce Andrey, sonra da oğlu tutuklanır. Oğlu Pavel, fabrika müdürüyle tartışmış ve bildiri dağıtmıştır. Oğlu hapse girince Nilovna fabrikada bir işe girmiş ve bu defa da bildirileri içeri o sokmaya başlamıştır. Oğlunun izinden giden Nilovna, hapisten çıkan Andrey ‘in sayesinde okumayı ve yazmayı da öğrenmeye başlamıştır. Bu sayede Ana, Andrey’e i daha çok sevemeye ve Andrey’den oğlu hakkında pek çok şey öğrenmeye başlar. Oğlu Saşa diye bir kızı sevmiş ama davası uğruna onu bile terk etmiştir. Oğlu hakkında bu gibi şeyleri başkasından öğrenmesi onun moralini bozar. Pavel hapisten çıktıktan sonra da evlerine yapılan baskınlar devam etmiş, İspiyoncu Isay’ın öldürülmesinden sonra bu baskı daha daha da sıklaşmıştır. Pavel ve arkadaşları 1 Mayıs hazırlıklarına devam ederken Ana, bu bayramda bayarağı oğlu Pavel’in taşıyacağını öğrenir. Bu ise Pavel’in kürek yada sürgün cezasına çarptırılacağı anlamına gelmektedir. Ana, Pavel’in bu inadını saçma bulmakta ama oğlunu vazgeçiremeyeceğini de bilmektedir. 1 Mayıs’ta herkes sokaklara dökülür . Askerler alanı basınca grupta Pavel, Andrey ve birkaç yoldaşı kalmış, askerler de onları yakalayıp hapse atmışlardır.
İnceleme bulunamadı!
Bu ürün için yorum bulunamadı. İlk yorumu siz yapın!