Sabina’nın bir evliliği var ve eşini çok seviyor. Alan ona karşı mutlak bir zafiyet içinde. Amma velakin Sabina maceralar arıyor. Fakat peşindeki kişi hayalet gibi arkasında gezen bir dedektif. Onun tüm yaptıklarından haberdar oluyor. Bu takipten, Sabina da farkında oluyor, karşılaştıklarında ona bütün günahlarını anlatıyor bir nevi günah çıkarıyor. Tatmin olma duygusunun peşinde bir aşıktan diğerine sürüklenen Sabi na, suçluluk ve aldatma duygularının ağırlığı altında ezilirken, mutlak bir ismi arıyor aslında. Her erkeğin bir yönü, onun mükemmelini tamamlayan bir parçaya karşılık geliyor.Sarsıcı bir duygusallık içeren tutkulu aşkın, ışıltılı ve karanlık yönlerini başarıyla betimleyen Anaîs Nin, modern kadının kendini keşfediş yolculuğunun kaydını tutuyor bir anlamda. “İçsel Kentler” dizisinin dördüncü kitabı olan Aşk Evindeki Casus, kentin sokaklarında, aşk denen esrimenin peşinden sürüklenen bir kadının öyküsü. Aslında bütün kadınların…”Erkeğin gözlerinin yol açtığı sarsıntıdan kurtulmak, bu gözlerin gücünü hafifletmek için, düşünmeye başladı: ‘Sadece çok güzel gözler işte; tutkulu gözler; genç erkeklerde böylesine ihtiraslı gözlere çok ender rastlanır; diğerlerinden daha canlı, hepsi bu.’ Ama erkeğin büyüsünden kurtulmak için kendine bunu söyler söylemez, içindeki daha derin bir sezgi lafa karıştı: ‘Diğer genç erkeklerin görmediği bir şeyi görmüş.'” Bu duygusal ve erotik baş yapıtında Anaîs Nin, büyüleyici ve karmaşık bir kadının iç dünyasında geziniyor.
İncələmə tapılmadı!
Bu məhsul üçün şərh tapılmadı. İlk şərhi yazın!