Sir Thomas More, Sokrates’e benzetilmek onurunu kazanan ender kişilerden biridir. Onun ölümsüz yapıtı Utopia dünya klasikleri arasına girmiş ve bugün bile hâlâ merkal okunmaktadır. Neredeyse beşyüz yıl önce yazılmış olan Utopia’da, en geniş anlamıyla Hümanizm, yani insanlık sevgisi ve saygısı hakimdir. Kimseyi diğerinden üstün saymayan, sıradan insanların kurduğu bir devlet: Thomas More’un Utopia’sı. Bir yeryüzü cenneti. Yaklaşık beş yüz yıl öncesinden çağımıza dek eskimeden gelen bu klasik, Prof. Dr. Mina Urgan’ın incelemesiyle sunuluyor. Thomas More’un Ütopya adlı eseri her ne kadar sosyalist bir ülkeyi betimliyor dense de sosyalizmle tezat teşkil edecek hususlarda barındırır. Ancak bunlar yazarın 1478-1535 arasında monarşiyle yönetilen İngiltere’de yaşadığı dikkate alınarak göz önünde bulundurulmalıdır. Thomas More’un Ütopyası’nda köle kavramının olması eserindeki sosyalizmle tezat teşkil eden başlıca çelişkisidir. (Kitap 16 köleliğin yaygın olduğu yüzyılda yazılmıştır) Her ne kadar Ütopyalı yurttaşlardan kötü suç işlemiş olanlar köle olsa hatta kölelik Ütopya’da komşu ülkelerden gönüllü köleler gelecek kadar cazip olsa da dünya vatandaşlarının eşitliğini savunan sosyalizmle bu olgu başlı başına uyuşmazlık taşır. More’un yaşamı da son derece ilginçtir. More kendisini idam ettiren İngiltere Kralı 8. Henry’nin baş danışmanlığını yapmıştır. Lâkin bu danışmanlık zorakidir. More 8’inci Henry’nin danışmanı olmayı reddetmiş ancak zorla bu göreve getirilmiştir. Ütopya adlı eserinin birinci bölümünde dönemin İngiltere’sindeki gelir dağılımındaki eşitsizlikleri yermiş, bütün yurttaşların eşit olduğu Ütopya ülkesine özlem duymuş, İngiliz emperyalizmine duyduğu tepkiden Ütopya’yı yazmış birinin İngiltere kralına danışman olması son derece ilginçtir. Yazarın idam edilerek yaşamının sona erme nedeni odukça ilgi çekicidir. More Ütopya kitabı ve sivri dilli eleştiri yazılarından dolayı değil kralın uğruna ülkesinin dinini değiştirdiği Anne Boleyn’le evlenmesini onaylamaması yüzünden idam edilmiştir. Vlll Henry tarafından başı kestirilen More’un idam sırasındaki rahatlığı da son derece ilginçtir. Ne de olsa yazar yazdığı kitapla ölümsüzler arasına girdiğinden ölüm onun için korkulacak birşey değildir. More ellerinde balta, yüzlerinde kara maske olan cellatlarıyla bir süre dalga geçtikten sonra, “Kellesi uçmakla insanın başına felaket gelmez” demiştir. Daha sonra ise “sakalım vatana ihanet etmedi, en azından benimle birlikte idam edilmesin’’ diyerek boynunu teslim etmiştir. çelişkileri ve ilginç yaşam hikayesi ölümünden sorada devam etmiştir. Kızı Londra köprüsüne asılan babasının başını görevlilere rüşvet vererek geri almış ve yıllarca kesik başı evinde saklamıştır. Hatta öldüğünde yakınları tarafından babasının kesik başıyla birlikte toprağa verilmiştir. en hoş ve en enteresan özelliğini yazının sonunda verelim. Pek dindar olmayan yazarımız ölümünden 400 yıl sonra Vatikan tarafından aziz ilan edilmiştir. Ne ilginç değil mi, aziz bir sosyalist!
İncələmə tapılmadı!
Bu məhsul üçün şərh tapılmadı. İlk şərhi yazın!