Büyüğün küçüğü yendiği bir dünyadan, hızlının yavaşı yuttuğu bir dünyaya doğru gidiyoruz. Afrika sözünde söylendiği gibi, “O kadar hızlı gidiyoruz ki ruhlarımız arkada kalıyor.” Kemal Sayar, daha akıllı telefonların, daha hızlı internetin ve daha hızlı otomobillerin çağında yaşayan bizlere, üzerinde “Yavaşla!” yazan bir tabela gösteriyor âdeta. Hatırlamanın, o geniş şimdide yani anda olmanın, yavaşlığın keşfi ve keyfini sürmenin erdemleri üzerinde düşünmeye çağırıyor bizi. Herkesin zamansızlıktan yakındığı bu çağda; hız yapmanın zaman kazandırmadığını, o hızla benliğimizden, sevdiklerimizden ve biricik hayatımızı duyumsayarak yaşamaktan uzaklaştığımızı anlatıyor. Modern hayatın baş döndürücü hızından uzaklaşmak ve sevdiklerinin gözlerinin içine bakmak isteyenler için, bir kılavuz kitap. Baskı üstüne baskı yaparak çok sayıda okura ulaşan Yavaşla, elinizdeki genişletilmiş yeni basımıyla, sizi yeni farkındalıklara çağırıyor. Çalıştığım devlet kurumuna gidip gelirken her gün seksen kilometre yol kat ediyorum. Arabanın içindeyken müzik dinliyor, hayal kuruyor ama gözlerimi yoldan ayırmıyorum. Çünkü bir otoyol üzerinde gidiyorum ve benim ya da bir başkasının en ufak bir dikkatsizliği, büyük kazalara yol açabilir. Sabahları yağış varsa, trafiğin çok kötü olacağını biliyor ve dur kalk geçireceğim zamana hayıflanıyorum. Metropollerin trafik keşmekeşi hepimizi hayatından bezdiriyor ancak yine de özel taşıtlarımızdan vazgeçemiyoruz. Söz gelimi, uzun zamandır bir yürüyüş yapmadığımı, düşünce ve hayalin eşliğinde uzun saatler yürümediğimi fark ediyorum. Ufak gezinmeler insana ‘yürümenin erdemleri’ni vermiyor ve arabamızın içinde geçirdiğimiz saatler, bizi gerçek dünyadan yalıtıyor. Bir düşünün, motorlu taşıtların dünyamıza yaptığı kötülükleri. Hava kirlenir, şehirler gürültüye boğulur, şehir otoyollarla delik deşik olur, insanlar ölür. Arabalar erkeklerin yeni şehvet nesneleridir, erkek araba sahipleri gerçekleşmemiş güç ve macera tutkularını makinelerine yansıtır, bu makineleri cinsel bir boşalım nesnesine dönüştürürler. Yollar, hayal kırıklığına uğramış egoların geçit resmi yaptığı mekânlar halini alır. Arabasına binen kişi, onun sahip olduğu bir dizi özelliği içine almış olur. Artık o hareketlilik kazanmış birisidir, ne zaman isterse o zaman, kendi seçtiği yoldan, daha hızlı ve daha uzağa gidebilir.
İncələmə tapılmadı!
Bu məhsul üçün şərh tapılmadı. İlk şərhi yazın!