"Arkama bakarak koşuyordum. Bu büyük kaçış, yarıda kalmamalıydı. Hayatımı tükettiğim o evden kurtulmuşken bu kadar çabuk yakalanamazdım. Özgürlük kelimesi, benim için sadece sözlükte yer alan, tadamayacağımı sandığım, yaşayamayacağımı bildiğim bir kavram olarak kalmamalıydı. Düşüncelerim bir şeye çarpmamla dağıldı ve işte o an sanırım bütün korkum tavan yaptı. Bacaklarımın titremesiyle kalbimin atışı aynı oranda arttı. Çarptığım şeyle gözlerimi kapattım ve ağzımdan çıkacak olan çığlığa engel olacak hiçbir savunmam olmaksızın kendimi salıverdim. Bir el tarafından tutulmuştum. Korkuyla gözlerimi sımsıkı kapattım. Ve o an anladım üşüdüğümü... Yakalanmış mıydım? O soğuk dört duvar arasına geri mi dönecektim şimdi? O yıllarca hayalini kurduğum büyük kaçış gerçekleşmeyecek miydi?" Dört duvar arasında büyümüş ürkek bir kızdı Ayşe. Yirmili yaşlarına kadar hayatını tükettiği öz amcasının evinde bir esirden farkı yoktu. Bu esaretin sebebini bir gün anlayacak ve o gün hayatına yeni bir yön verebilecekti. Ama şimdi, o evde ölümü beklemektense kendini ne ile karşılaşacağını bilmediği bir maceraya atması verdiği en doğru karardı. Bu kaçış ona yeni bir hayat sunabilirdi. Denemeye değmez miydi? Cesur, yakışıklı, ne istediğini bilen genç bir iş adamıydı Ali. Duru güzelliği, onunla ilk göz göze geleni büyüleyebilecek kadar etkileyici olan ürkek kızla karşı karşıya geldiğinde hissettiği şeyin aşk olduğunu anlamıştı. Ali, Ayşe'nin sığınabileceği en güvenli limandı ve kaçışının amacına ulaşması için buna mecburdu. Ali ile Ayşe'yi bekleyen heyecan dolu macera ise bundan sonra başlayacaktı. Büyük Kaçış Zemheri, umudun, hayata bağlılığın, ilk aşkın ve yaşanmak istenen hayata kaçışın hikâyesi.
İnceleme bulunamadı!
Bu ürün için yorum bulunamadı. İlk yorumu siz yapın!