Geleneksel roman anlayışını yıkarak dünya edebiyatının en sıra dışı yazarlarından biri olan Virginia Woolf, Dalgalar’la şiir ve düzyazıyı benzersiz bir şekilde bir araya getiriyor ve bilinç akışı tekniğinin en önemli eserlerinden birini ortaya koyuyor. Dalgalar’da, üç erkek ve üç kadının çocukluklarından yaşlılık dönemlerine kadar tüm hayatları bilinç akışı tekniğiyle anlatılıyor. Dış dünyaya ise sadece karakterlerinin onu algılayışları üzerinden yer veriliyor. Woolf, ortak bir yazgıyla yer yer birbirinden uzaklaşan ama sıklıkla kesişen hayatları anlatıyor. Şimdi gelgit hafifler. Şimdi ağaçlar toprağa geri döner, kaburgalarıma vuran çevik dalgalar şimdi usulca sallar ve kalbim yelkenleri yavaşça aşağı, beyaz güvertenin üstüne kayan bir yelkenli gibi demir atar. GİRİŞ Güneş daha doğmamıştı. Deniz, gökyüzünden yalnızca, kumaşın kıvrımlarını andıran belirsiz kıpırdanmalarla ayrılıyordu. Yavaş yavaş tanyeri ağardıkça ufukta denizle göğün arasına, kara bir çizgi yayıldı; yol yol oldu gri kumaş yoğun çırpınmalarla birbiri ardından, derinden, birbirini izleyen, birbirini kovalayan, sürekli… Kıyıya yaklaştıkça yükseldi her çizgi, topladı kendisine, dağıldı, ak damlacıklardan ince bir örtü serdi kumlara. Uykusunda bilinçsizce soluk alıp veren birinin iç çekmesi gibi durakladı dalga, sonra yeniden yayıldı. Eski bir şarap şişesindeki tortu dibe çökmüş, camı yeşile keşmişçesine ufuktaki kara çizgi yavaş yavaş belirginleşti. Ardından da gökyüzü açıldı; oradaki beyaz tortu çökelmiş ya da ufkun altına uzanmış bir kadının kolu bir lambayı kaldırmış gibi ak, yeşil, sıradan kalın çizgiler, yelpaze kanatları denli yayıldı gökyüzüne. Sonra kadın lambasını yükseltti, yükseltti: Tel tel oldu sanki hava; şenlik ateşinden kükreyerek yükselen dumanlı yalımlara benzer kızıl, sarı dillerde titreyerek, yanarak yeşil yüzeyden koptu. Şen lik ateşinin dilleri, gri gökyüzünün ağırlığını üzerinde yükselten, onu yumuşak maviden milyonlarca atoma dönüştüren bir tek buğuda, akkorda eridi ağır ağır. Denizin yüzeyi saydamlaştı usulca, koyu çizgiler silininceye kadar küçük küçük dalgalanarak, parıldayarak uzandı. Lambayı tutan kol onu yavaş yavaş yükseltti, yükseltti geniş bir yalım dilimi iyice belirgin oluncaya dek; ateşten bir yay ufkun kıyısında tutuşuyordu, çevresinde deniz altın ışıklarla donandı
İnceleme bulunamadı!
Bu ürün için yorum bulunamadı. İlk yorumu siz yapın!