Lord Edward ve Leydi Charlotte Malorynin tatlı yeğenleri Regina Ashton, geçmişindeki acı verici bir sır nedeniyle duygusuz ve kendini beğenmiş bir çapkına dönüşmüş Nicholas Eden tarafından kaçırılır. Reggie şerefine leke süren ve bütün kadınsı tutkularını uyandıran bu altın saçlı serseriyle evlenmek zorunda kalır. Ancak Reggienin güzelliği Nicholasın da baştan çıkmasına ve elbette pek çok yanlış anlamaya neden olur… Ve aşk yaşam boyu sadece bir kez yaşanır. “Johanna Lindsey gerçeğe dönüşen masallar yazıyor!” Romantic Times “Johanna Lindsey her romanında iz bırakan karakterler yaratmada usta.” Chicago Sun-Times Lord Edward ve Leydi Charlotte Malory’nin tatlı yeğenleri Regina Ashton, geçmişindeki acı verici bir sır nedeniyle duygusuz ve kendini beğenmiş bir çapkına dönüşmüş Nicholas Eden tarafından kaçırılır. Reggie şerefine leke süren ve bütün kadınsı tutkularını uyandıran bu altın saçlı serseriyle evlenmek zorunda kalır. Ancak Reggie’nin güzelliği Nicholas’ın da baştan çıkmasına ve elbette pek çok yanlış anlamaya neden olur. Selena’nın brendiyi doldururken bardağı tutan sol elinde irice bir yakut yüzük parladı. Evlilik yüzüğü. İki yıldır dul olmasına rağmen, yüzüğü hâlâ gururla takıyordu. Bir sürü yakut da boynundaki kolyedeydi ama göz alıcı taşlar bile güzelliğini ortaya seren derin dekoltesinin şatafatını gölgeleyemiyordu. Üzerindeki koyu eflatun tonundaki elbise, yakutlarıyla zarif bir biçimde uyumluydu.“Nicky, beni dinliyor musun?”Nicholas’ın yüzüne, Selena’nın anbean daha da rahatsız olduğu endişeli bir bakış hâkimdi. Söylediklerinin bir kelimesini bile dinlemiyordu, içinde Selena’nın olmadığı derin düşüncelere dalmıştı. Öyle ki Selena brendisini doldururken yüzüne bile bakmamıştı. “Dürüst olmak gerekirse Nicky, sadece ikimizin olduğu bir odada beni bir başıma bırakmanda övünülecek bir şey yok.” Nicholas kafasını kaldırıp kendisine bakana kadar Önünde dikildi. “Sorun ne, tatlım?” Selena’nın ela gözleri bir anda parladı. Eğer sevimsiz öfkeli yanını görmesine cesaret edebilmiş olsaydı, Nicholas’ı çoktan ayağının altını almış olurdu. Ne kadar kışkırtıcı, ne kadar umursamaz, ne kadar… imkânsız biriydi! Keşke bu kadar iyi bir av olmasaydı.Selena dikkatli bir tavırla, sonunda şöyle dedi: “Balo, Nicky, Balodan konuşuyorum ama dikkat etmiyorsun bile. Dilersen konuyu değiştireyim, tabii yarın gece beni almaya geç kalmayacağına söz verirsen.”“Ne balosu?”Selena nefesini tuttu, kelimenin tam anlamıyla şaşkına dönmüştü. Nicholas hiç de ilgisiz biri olmamıştı. İnsanı çileden çıkaran bu adamın, şu anda kendisinin ne konuştuğuna dair hiçbir fikri yoktu. “Dalga geçme benimle, Nicky. Shepford balosu. Dön gözle beklediğimi biliyorsun.”“Ahh, evet,” dedi adam ifadesizce, “Tüm baloları geride bırakan şu balo ve bu sezonun sadece başlangıcı.”Selena ses tonunu fark etmemiş gibi davrandı. “Ayrıca, Shepford Düşesi’nden ne kadar uzun zamandır davet beklediğimi biliyorsun. Bu balonun yıllarca konuşulacağı muhakkak. Özetle önemli olan herkes orada olacak.”
İnceleme bulunamadı!
Bu ürün için yorum bulunamadı. İlk yorumu siz yapın!